Anksiyete Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
Anksiyete; kişinin yoğun şekilde korku, endişe ve gerginlik hissettiği bir tür duygu durum bozukluğudur. Bu durum, günlük yaşam içerisinde karşılaşılan stresli olaylar karşısında doğal bir tepki olarak ortaya çıkabilir. Ancak anksiyete bozukluğunda, hissedilen bu duygular çok daha yoğun ve uzun süreli yaşanır. Dolayısıyla da kişilerin yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz olarak etkiler.
Anksiyete Nedir?
Anksiyete; çevresel, duygusal ve toplumsal etkenlerin oluşturduğu stres ve baskıdan kaynaklanan endişe ve korkudur. Stres ve baskı oluşturan durumlar, anksiyeteye yol açar ve bu durum, hayatın normal bir etkisi olarak kabul edilir. Anksiyete bozukluğunda ise belirsizlik ve baskıya karşı aşırı bir korku ve endişe durumu söz konusudur. Kalp atışlarının hızlanması, nefes alışverişinin değişmesi, soğuk terleme, fiziksel ve duygusal farklı etkilerin görülmesi gibi belirtiler ortaya çıkar.
Anskiyete, normal bir durum olarak kabul edilmesine karşın anksiyete bozukluğu ise bir tür duygu durum rahatsızlığıdır. Bu rahatsızlık, beyindeki bazı kimyasallar arasındaki dengesizlikten kaynaklanır. Genetik faktörler, çevresel etkenler, kronik hastalıklar, yoğun ve uzun süreli strese maruz kalma gibi unsurlar, bu duygu durum bozukluğunun oluşmasına adeta zemin hazırlarlar.
Yaşanan olaylar ve travmalar, beyindeki korku işleme mekanizmalarının farklı çalışmasına neden olur. Buna bağlı olarak bireyde stresörlere karşı aşırı hassasiyet oluşur ve anksiyete bozukluğu riski ciddi anlamda artar.
Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Anskiyete bozukluğuna bağlı olarak bireylerde farklı semptomlar ortaya çıkar. Söz konusu semptomları kendi içerisinde fiziksel, duygusal ve davranışsal olarak kategorize etmek mümkündür. Bu belirtilere dair detaylar aşağıdaki gibidir:
Anksiyete Fiziksel Belirtileri
Anksiyete bozukluğu nedeniyle vücuttaki savaş veya kaç tepkisi sürekli olarak aktif halde olur. Bu durum ise bazı fiziksel belirtilerin görülmesine yol açar. İlgili fiziksel belirtiler aşağıdaki gibidir:
- Hızlı kalp atışı (taşikardi) ve çarpıntı
- Terleme (eller ve tüm vücut)
- Titreme
- Nefes darlığı
- Bayılma hissi
- Baş dönmesi
- Kaslarda gerginlik
- Uyku bozuklukları
Söz konusu semptomlar, farklı şiddetlerde ortaya çıkabilir.
Duygusal Belirtiler
Kişinin duygu ve düşünce yapısı, bu rahatsızlıktan fazlasıyla etkilenir. Dolayısıyla da bazı duygusal belirtiler ortaya çıkar. Yaygın olarak görülen duygusal belirtiler şunlardır:
- Aşırı endişe
- Huzursuzluk
- Sinirlilik
- Odaklanmada zorluk
- Konsantrasyon güçlüğü
- Korku
- Kötü bir şey olacağı hissi
Duygusal semptomlar, hastalar için ciddi anlamda zorlayıcı olabilmektedir. Yaşam kalitesini düşüren belirtilerin önemli kısmı duygusal ve psikolojiktir.
Davranışsal Belirtiler
Oluşan duygu durum bozukluğu, bireylerin davranışlarını da etkiler ve ortaya farklı semptomlar çıkar:
- Sosyal geri çekilme
- Kaçınma davranışları
- Alışkanlıklarda değişim
Anksiyete bozukluğu tedavi edilmediğinde uzun vadeli etkilere de neden olur. Söz konusu etkiler her hastada görülmeyebilir. Ancak görüldüğü hastaların yaşam kalitelerini daha da düşürür. Bu etkiler aşağıdaki gibidir:
- Kronik yorgunluk
- Bağışıklık sisteminin zayıflaması ve hastalıklara açık hale gelme
- İş ve sosyal ilişkilerde sorunların başlaması
- Depresyon gibi farklı psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkması
Anksiyete Neden Olur?
Ruhsal problemlerin birçoğunda olduğu gibi anksiyete bozukluğunda da neden; beyindeki bazı kimyasalların dengesizliği olarak dikkat çeker. Nörotransmitter olarak isimlendirilen neropinefrin ve serotonindeki normal olmayan değişimler ve dengesizlikler, en önemli neden olarak kabul edilir. Bunlara ek olarak genetik yatkınlık, kullanılan ilaçlar, diğer kronik rahatsızlıklar, çevresel etkenler ve uyuşturucu gibi zararlı maddeler de nedenler arasında kabul edilir.
Beyindeki korku işleme mekanizmasının bozulması veya burada hassasiyet oluşması, stresörlere karşı aşırı hassasiyete neden olur. Çocukluk dönemindeki travmatik olaylar, bu mekanizmanın bozulmasının temel nedenlerinden biridir. Ancak yaşanan olayların çocukları nasıl etkilediğini ilk anda anlamak çoğunlukla mümkün olmaz. Yaşanan bir olayın etkisi, yıllar sonra fark edilebilir.
Anksiyete Bozukluğu Türleri Nelerdir?
Anksiyete bozukluğunun kendi içerisinde farklı türleri vardır. Tetikleyiciler ve semptomlara bakılarak bu ayrım yapılır. Bazı türlere ilişkin detaylar aşağıdaki gibidir:
Panik Atak
Panik bozukluk olarak da isimlendirilen bu durum, ortada ciddi bir neden olmaksızın kişide güçlü korku ve endişe oluşturur. Çok şiddetli belirtilere sahiptir ve dışarıdan bakıldığında adeta kişinin kalp krizi veya felç geçiyor gibi görünmesine dahi neden olabilir. Panik atağın başlamasıyla birlikte kişide nefes alışverişi ve kalp atışı hızlanır. Bunlara ek olarak kişide ölüm korkusu, kontrolü kaybetme ve yeni bir kriz yaşama endişesi de yaygın olarak görülür.
OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk)
Saplantı bozukluğu olarak da ifade edilen bu rahatsızlık, kişide tekrar eden takıntılı davranışlara yol açar. Sürekli korku ve endişe içerisinde olan bireyler, söz konusu korkuyu yenmek için aynı davranışları tekrar eder. Ocağın kapalı olduğunu sürekli kontrol etmek, ellerini sık sık yıkamak ve kapı kilitli olmasına karşın kilitlemeye çalışmak, bu tür davranışlara örnek olarak verilebilir.
OKB, kendi içerisinde iki temel unsura sahiptir. Bunlar; kontrol edilemeyen düşünceler (obsesyonlar) ve söz konusu düşüncelerden kurtulmak için sergilenen davranışlar (kompulsiyonlar) şeklindedir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Yaşanan travmatik bir olay sonrası oluşan ve ilgili olay hakkındaki korkular, endişeler ve kabusların ortaya çıkmasıdır. Yaşanan korkunç olayı sürekli hafızalarında yaşarlar ve buna bağlı olarak farklı fiziksel ve duygusal semptomlara maruz kalırlar.
Genelleşmiş Anksiyete Bozukluğu
Herhangi bir neden olmamasına karşın bireyin sürekli kaygılı ve tedirgin hissetmesi durumudur. Deprem, sevdiklerinin hastalanması, eve hırsız girmesi ve borçları ödeyememe gibi olaylar yaşayacağını düşünen bireyler, ciddi korku ve endişeye kapılır. Bunlara bağlı olarak sürekli korku ve endişe durumu vardır. Ayrıca odaklanma zorluğu, kaslarda gerginlik ve uyku problemleri gibi farklı belirtiler de ortaya çıkar.
Sosyal Fobi
Sosyal ortamlarda küçük duruma düşeceğine dair korkudur. Bu rahatsızlığa kişilerde topluluk önünde konuşma ve yemek yeme kaygısı vardır. Sosyal ortamlardan kaçınma ve eleştirilme korkusu da bulunur. Söz konusu korku ve kaygılar, bireyin sosyal yaşamdan kopmasına yol açar.
Agorafobi
Bireyin anksiyete krizine girmesi durumunda yardım alamayacağına dair korku ve kaygı hissetmesidir. Bu rahatsızlık da tıpkı sosyal fobi gibi bireylerin sosyal yaşamdan uzaklaşmasına neden olur.
Anksiyete İçin Risk Faktörleri
Anksiyete bozukluğu, erkeklere kıyasla kadınlarda daha fazla görülür. Değer kaygısı duyan ve çocukluklarında ebeveynleri korumacı bir yaklaşım gösteren bireyler de risk grubunda kabul edilir. Bu duygu durum bozukluğu için diğer risk faktörleri aşağıdaki gibidir:
- Stresörlerin yoğun olduğu bir yaşam
- Sorunlu bağlanma şekilleri
- Çocukluk döneminde fiziksel istismara uğrama
- Bağımlılık ve öfkeye yatkınlık
- Kronik hastalıklar
- Uyku problemleri
- Travmatik olaylar
- Hormon dengesizlikleri ve nörotransmitter düzensizlikleri
- Ailede anksiyete bozukluğu öyküsü olma
Anksiyete Tanısı Nasıl Konulur?
Anksiyete tanısı, hastanın şikayet ve yakınmaları üzerine konulur. Ancak birçok hasta, şikayetlerini dile getirirken nedenlerden bahsetmez. Çünkü nedenler, onlara göre normaldir ve herkeste vardır. Örneğin; kapının kilitlendiğinden emin olmak için herkesin sürekli kilidi kontrol ettiğini düşünebilirler. Söz konusu durum, tanı konulmasını zorlaştırır. Bu yüzden tanı için hastaların psikiyatrist veya psikologla görüşmesi ve durumunu net olarak açıklaması gerekir. Psikiyatrist tarafından sorulan sorular, teşhis için önemli bilgiler edinilmesini sağlayacaktır.
Anksiyete Nasıl Tedavi Edilir?
Anksiyete tedavisinde farklı yaklaşımlar benimsenir. Hastalığın nedenine ve ortaya çıkan semptomlara bağlı olarak uygulanacak tedavi farklılık gösterir. Bu noktada ilaç tedavisi, psikoterapi ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi farklı yöntemler vardır.
Psikoterapi, en etkili tedavi yöntemlerinden biri olarak kabul edilir ve bu kapsamda bilişsel davranışçı terapi (BDT) yaygın olarak uygulanır. Burada temel hedef, olumsuz duygu ve düşünce kalıplarını öğrenmek ve değiştirmektir. Kaygıya neden olan düşünceler fark edilir ve bunların daha gerçekçi ve olumlu düşüncelerle değiştirilmesi sağlanır. En sık tercih edilen tedavi yöntemlerindendir. BDT haricinde kişinin durumuna göre maruz bırakma terapisi, diyalektik davranış terapisi (DDT) ve kabul ve kararlılık terapisi (ACT) gibi farklı psikoterapi yöntemleri de kullanılır.
Bazı vakalarda semptomların şiddetinin düşürülmesi için ilaç tedavisine başvurulur. Norepinefrin ve serotonin seviyelerinin düzenlenmesi için antidepresanlar reçete edilir. Ayrıca bağımlılık riski için kısa süreli anksiyolitikler, fiziksel belirtilerin azaltılması için beta blokerlar da hastalara verilebilir.
Psikoterapi ve ilaç tedavisine ek olarak hastaların yaşam tarzı değişikliklerine de gitmesi gerekir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kaliteli uyku, kafein ve alkol alımını azaltma gibi yaşam tarzı değişiklikleri de anksiyete bozukluğunun atlatılmasında etkilidir.
Sık Sorulan Sorular
Anksiyete nedir konusu hakkında sıkça sorulan sorular ve bunların yanıtları aşağıda yer almaktadır.
Anksiyete Bozukluğu Nasıl Geçer?
Anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılan farklı yaklaşımlar vardır. Bunların başında bilişsel davranışçı terapi (BDT) gelir. BDT ile sorunlu düşünceler fark edilir ve yerlerine sağlıklı düşünceler getirilir. Ayrıca ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri de tedavi sürecinde etkilidir.
Anksiyete Kimlerde Görülür?
Çocukluğunda travmatik olaylar yaşayanlar, genetik açıdan yatkın olanlar ve diğer risk faktörlerini taşıyanlarda bu rahatsızlığın görülme olasılığı vardır. Ayrıca kadınlarda risk, erkeklere göre daha yüksektir.
Anksiyete Bozukluğu Olduğunu Nasıl Anlarım?
Bir kişide anksiyete bozukluğu olup olmadığını anlamak için hissettiği duygulara ve bunlara bağlı olarak sergilediği davranışlara bakılması gerekir. Sürekli kaygı ve korku içerisinde olmak, ancak bu duygular için ortada ciddi bir nedenin olmaması, anksiyete bozukluğunun en önemli belirtisidir.